Yurtta Sevgi Dünya'da Sevgi...

20 Haziran 2022 Pazartesi

Aşk Erdemsel Özelliği, Aşk Nedir?, Aşk Nasıl Oluşur?, Aşk Nasıl Yaşanır? Aşkın Felsefi Tanımı

Aşk Erdemsel Özelliği, Aşk Nedir?, Aşk Nasıl Oluşur?, Aşk Nasıl Yaşanır?, Aşkın Felsefi Tanımı

Aşk, bir varlığa, bir oluşuma, yada bir olaya, konuya çok yoğun ve sevgiyle uyumlu olan duygularla, düşüncelerle bağlılığı ifade eden bir erdemdir. Aşk duyulan yer ile teklik haline gelebilme özelliği, onun derdinin dert, mutluluğunun mutluluk kaynağı olması sonuçlarını doğuran davranışlar, kendisinden önce aşık olunan alanı düşünmek gibi bir erdemi yaşatmak, yüksek fedakarlık ve benzeri erdemsel özelliklerin açığa çıkması şeklinde yaşatılan diyaloglar, tüm bunları yaparken aşkın arzusu ve arzunun çekiciliği ile yapılması, hislere ve duygulara da bunların yansıması, enerjetik bir tanımı da olan, iki yer ile olmasının çok daha anlamlı olduğu, ikiyi tekleştirme özellikli, üç olduğunda yapısında bozulmaların olabileceği ( göreceli bir durum olabilir, yapısı bozulmadan yaşatabilenler bulunabilir, varlıklar dışında alanlar, oluşumlara hissedilen aşklar için geçerli olabilir, olur, varlıklar arasında yaşananlarla, oluşumlar, konular ve olaylar arasında yaşanan aşk, içeriği bakımından aynı olsa da yaşanmışlıkları farklı olur.... ), o iki alanı birbirine sonsuz güven ve bağlılık ile birleştiren, birbirlerinin yanında olmalarının bile en büyük mutluluk kaynağının olması şeklinde bir halin yaşandığı, bu iki alanın birbirleri ile yaşadığı her şeyin içinde aşkla yapılması gibi bir erdemsel özelliğinde eklendiği, aşkla cinsellik, aşkla çalışmak, aşkla eğlenmek gibi artılarla yaşanan anları da bu şekilde yapılandıran, oldukça keyif verici, bambaşka bir bağlılık ve uyumun tadılması gibi bir tecrübenin anlaşılmasını sağlayan ve varlıkların bunu yaşatmayı başarabildiğinde ortaya çıkan bir erdemdir. 

Normal şartlarda aslında aşk erdemini istediğimiz alanlarda yaşatmayı biz seçerken, dünya şartlarında bu durum bazen kontrolden çıkmış şekilde varlıkların elinde olmadan ilgili alanlara karşı duyulur ve karşılık bulamadıklarında zamanla ortaya çıkmış olan bu aşk erdemi biter. Karşılıksız aşk kavramı yaşanır, ancak bu aşk karşılık bulduğunda işte o zaman aşk erdemi tüm hatları ile yaşanmaya başlar. 

İlgili alanlar kendi varlıklarında aşkın oluşması ile ilgili olarak gereken şekilde bilgiler hazırlarlar ve iki alan arasında aşk yaşanmaya başlar. Ve bu bilgilerin çıkarılması sonrasında da bu aşk sona erer, dünya şartlarında bu bilgileri yaşanan olaylar çıkarır ve ekler, ancak normalde kontrol edilebilir varlıksal alanlarımız söz konusu olduğunda, varlıkların bunu kendilerinin yapılandırması söz konusu olarak yaşanır. 

Bunun zamanı aslında tamamen bunu yaşayanların verebileceği bir karar şeklinde oluşan bir özelliktir. İkisinin de istemesi gerekmektedir aşkın yaşanması için. Ve birinin sonlandırmayı istemesi, diğerinin de sonlandırması zorunluluğunu ortaya çıkarır. Bunlar olması gerekenlerdir ancak dünya şartlarında aşk, içeriğine olumsuz bir çok eylemi bulaştırmış şekilde yaşanmaktadır. Kıskançlık, baskılar, ihanet ve benzeri olumsuzluklar gerçek aşkın yaşanmasına engel olmaktadırlar. Çünkü karşılıklı olarak her iki tarafında istediklerinin ve mutluluklarının baz alınması ile yaşanan bir erdemdir. Bu erdem yaşandıkça, tecrübe edindikçe alışıla gelebilir ve o zaman çok daha farklı ve aynı yöndeki güzellikleri ile yaşanabilir. İki alanın bunu nasıl yaşadığı, nasıl tanımladığı ve nasıl algıladığı ile ilgili olur aşk, ancak içeriğinde bu tanımları ifade eden özelliklerde erdemsel bilgiler bulunur. Aşkın en temel özelliği alanları birbirine bağlaması ve bu bağlanmanın öncesindeki bazı yaşam hallerini eskisi gibi yaşayamaz olmaları sonucunu doğurmasıdır, çünkü öncesinde tek olan varlık artık başka bir varlıkla bütündür ve onunla ilgilide hayatı şekillenmiştir. Artık yalnız değillerdir, artık her filmi birlikte izlemek, her anı beraber tatmak gibi istekleri olur ve bu yeni yaşam tarzını yaşayanlar ancak kendileri uzatır yada bitirirler. Sıkılmak, ihanet, kıskançlık, baskılar tamamen dünya şartlarının aşklar üzerinde oluşturduğu olumsuz etkilerdir ve bunlar olmadan yaşanan aşklar aslında örnek verilmesi istenenlerdir.

Aşk, içeriğinde bir çok erdemi bulunduran bir çeşit güç halidir ve bunu yaşamayı seçen varlıklar arasında muhteşem bir bağ oluşur ve yine kendileri içeriğinde hangi erdemlerin yaşatıldığını bilirler. Bu güç bağlayıcı, birleştirici, ikiyi tek yapma özellikli, birbirinden ayrılmadan ve kendisinden önce diğerini düşünmek, fedakarlık, güven, sadakat gibi bir çok erdemleri yaşatan üstün güçleri ile bir karakterlerin şekillendirilmesi hali, duygu yüklü bir güç deneyimleme şeklidir. 

Aşkın Hasret, Vuslat ve Özlem Hali gibi Özel Hallerini Yaşamak

Aşkın bağlayıcılığı ve birlikte olma arzusu varken, bu gibi istekler ve arzular içindeyken, ki bu güzel bir durumdur yan yana iken, kesinlikle mutluluk söz konusu olur, ancak sadece birbirlerini düşündükleri ve çok uzaklardan da olsa sadece birbirlerine baktıkları, birbirlerini gözledikleri, hiç kimse ile bir ilişki yaşamanın mümkün olmadığı şekilde belki de birbirlerinin yanına gelmenin söz konusu olmadığı zamanlarda birbirlerini takip etmeleri, onun haberi yokken onun oturduğu yerlere oturmayı, dokunduğu yerlere dokunmayı, ve çok uzaklardan bakışmayı ve benzeri durumları yaşayabileceği ve bunlarında kendisine özel bir hissi tecrübesinin olduğu, dolu dolu hüznün yaşandığı, ancak mutluluk verici ve kendisine özel bir arzu ve yaşam anlayışı ile yaşanan bu döneme hasret zamanları, vuslat anları denilmektedir ve buda bir tercih olarak aşk yaşayanların kurallarına uyması dahilinde deneyimleyecekleri ve bambaşka his ve duyguları, tecrübeleri edinecekleri bir ilişki şekli, zamanı, durumudur. Sonra yine istedikleri zaman bitirebilirler. 

Gerçek aşk yaşandığı zaman içerisine olumsuz eylemler bulaşmadığında ihanet, kıskançlık gibi, o zaman aşkın her hali varlıklar için yaşanmaya değer olmaktadır. İşte vuslat ve özlemleri bile... Aşk ile cinsellik, aşk ile sohbet, aşk ile oyunlar, aşkı özlemek her haliyle birbirinden güzel yaşanmışlıkları içerir. Ve bu güzel ve özel anlamları ile aşk, sevgiyi tamamlayan erdemlerden sayılır. Aşkı tanıyan varlıkların hayata bakış açıları değişir. Hayatı bu şekilde algılamanın da olduğunu anlarlar. İçeriği tamamen sevgiye uyumlu olarak düzenlendiği ve yaşatıldığı zaman, işte o zaman gerçek aşk yaşanmış olur.