Oyuncular; Leonardo DiCaprio, Kate Winslet, Billy Zane
Yönetmen; James Cameron
Tür; Romantik, Dram, Biyografi, Gerilim
Konusu; 15 Nisan 1912 tarihinde yaşanmış bir gemi kazasının canlandırıldığı, gerçek olaylardan esinlenilmiş ve tam bir baş yapıt olan film, Atlas Okyanusun da meydana gelen bir gemi kazası sonucu yaşanan olayları konu almaktadır.
Özeti; Ve gemi battıktan sonra, günümüz insanları tarafından geminin içinde Okyanusun Kalbi ismindeki elmas aranmaktadır. Batan geminin kalıntıları arasında aradıklarını bulamayan arama ekibi, Rose'un geminin battığı gün Jack'e yaptırdığı resmi bulur ve bu resim televizyonlar da yayınlandıktan sonra arama ekibini çok yaşlanmış bir şekilde Rose arar. Sonrasında arama ekibinin bulunduğu gemiye davet edilir ve Rose, burada Titanik'in battığı gece yaşanan olayları anlatmaya başlayacaktır. Ve film, Rose'un bu anlatımının üzerine sahnelenmeye başlar.
Filmde Titanik gemisi yapıldıktan sonra ilk seferine hazırlanmaktadır ve toplumun bütün kesimlerinden, içerisinde sınıflara ayrılmış bölümleri ile insanları ağırlamaktadır. Gemiyi kimsenin batıramayacağını söyleyerek Rose ve kendisinden hoşlanmadığı eş adayı Cal, ilk olarak görünmeye başlar, ve Rose'un kimseyi beğenmeyen annesi Ruth ile beraber zenginlerin bulunduğu kamaralarına girerler. Bu sırada Jack'te arkadaşı ile oynadığı poker sonucu Titanik biletlerini kazanmıştır ve son anda yetişecek şekilde alt gelirli insanlar için oluşturulmuş kamaralarına girerler.
Artık yolculuk başlamıştır, kaptan ve mühendisleri gemiye çok güvenmektedirler. Zamanının yapılmış en büyük ve hızlı gemisi olarak İngiltere'den çıkıp Atlas okyanusunu geçip Amerika'ya gitmeyi planlıyorlardır. Geminin sermayedarı, kaptanı hızlı gitmesi ve bunun sonucunda ün elde edecekleri vaatleri ile kandırarak geminin hızının arttırılmasını sağlar. Ve Titanik olması gerekenden hızlı bir şekilde yola çıkmış olur.
Bu sırada geminin içindeki Rose, çok mutsuzdur, evlenmek zorunda kaldığı zengin iş adamı olan Cal'dan hiç hoşlanmamaktadır ve annesi ise bu birlikteliğe O'nu zorlamaktadır. Bütün bunlardan sıkılan Rose, intihar etmek için Titanik gemisinin en arka bölümüne gelir ve gemiden atlamak için parmaklıklara çıkar. Bunu gören Jack, O'na yardım edecektir ve sonrasında tanışmış olup aralarında bir ilişki başlayacaktır. Rose, artık Jack ile tanışmıştır ve fırsat buldukları her an görüşmeye başlarlar. Rose'un içinde bulunduğu sıkıntılı durumu anlayan Jack, Rose'a bu konuda yardım etmek ister, artık ikisi de birbirinden hoşlanır duruma gelmişlerdir ve kimseyi bu konuda umursamaz olurlar. Bu aralarda işte Jack, Rose'un üstü çıplak olan resmini çizmiştir ve Rose'un boynunda Okyanusun Kalbi diye anılan, Cal'ın kendisi ile evlenmesi karşılığında Rose'a hediye olarak vermek istediği elmas vardır.
Sonrasında Jack ve Rose, daha da yakın birliktelikler yaşayarak artık aşklarını kendilerine ispat ederler. Bu durumu anlayan Cal ve emrindeki adamı onlara oyun oynar ve Okyanusun Kalbini Jack'ın ceketinin cebine koyarlar. Çünkü Jack'in Rose'un gözünde hırsız damgası yemesini isterler. Jack ne kadar inkar etse de Rose, Cal'a inanmıştır ve bu geçici de olsa Jack'ı suçundan dolayı suçlular için hazırlanan alt kamaralara kelepçelerler.
Bu sırada Titanik'e karanlıkta bir buz dağı çarpmıştır ve gemi kenarlarından yara alarak içeriye buz gibi soğuk olan su almaktadır. Gemi artık yavaş yavaş batmaya başlar, motorlar durdurulmuştur, insanlar panik halinde gemideki filikalara binmeye başlamıştır. Bu sırada Rose'da filikalara binmek üzeredir ve Jack'ın suçsuz olduğunu anlar. Bunu anlayınca ailesi ile birlikte filikalara binmez, hemen Jack'ı kurtarmak için aşağı kamaralara gider, ama her yeri su basmıştır ve bu durum çok zor olacaktır.
Jack'ı buradan kurtardıktan sonra Rose, Jack ile birlikte yarısı batmış olan gemiden kurtulmaya çalışırlar. Bu sırada gemide tam bir panik hali yaşanmaktadır, filikalara binmeye çalışanlar, bağıranlar, birbirlerini vuranlar, gemiden düşenler, atlayanlar, ağlayan çocuklar tam bir kaos yaşanmaktadır geminin içinde. Bütün bu olaylar sırasında filikalara binen zenginler, denizin üzerinde uzaklardan olanları izlerler ve bencillikleri yüzünden aslında yer olan filikalarına kimseyi almak istemezler.
Gemi artık batmak üzeredir ve bu sırada tamamen dik bir şekilde suyun üzerine asılı kalır. Bu asılma sırasında düşen insanların durumları gerçekten içler acısıdır. Sonrasında gemi bu basınca dayanamayıp ortadan ikiye kırılır ve bir yarısı denizin içine girerken diğer yarısı yeniden havada dik kalacak şekilde konumlanır ve yeniden hızlı bir şekilde suya batmaya başlar.
Rose ve Jack ise geminin en tepesinde bu batışın denize en son giren kısmındadırlar ve içeri batarken el ele tutunarak korku ve panik içinde gemi ile birlikte batarlar. Sonrasında Rose, üzerindeki yelek sayesinde hemen su yüzeyine çıkar ama Jack, çok sonrasında O'nu bulur.
Denizin üzerinde insanlar çok kalabalıklardır ve suya düşmüş karınca misali birbirine karışmış durumdadırlar. Ve su çok soğuktur. Zaman geçtikçe Jack ve Rose, bir tahta parçasına tutunurlar ve tahta parçasının üzerine çıkan Rose, bu sayede hayatta kalır ama suyun içinde kalan Jack, soğuk nedeni ile elleri Rose'un ellerinde iken donarak ölecektir. Sonrasında denizin üzerindeki herkes öldükten ve sadece Rose kaldıktan sonra yardım ekibi gelir ve Rose'u kurtarır. Kurtulan Rose, karaya çıktığında bakacaktır ki Okyanusun Kalbi diye anılan elmas montunun cebindedir ve filmi anlatmaya başladığı günümüz zamanına kadar bu elması saklamıştır. Hikayeyi anlatmayı bitiren yaşlı Rose, elindeki Okyanusun Kalbi olan elması okyanusa attıktan sonra film son bulur.
Çok yoğun dram sahneleri olan, izlerken göz yaşlarınızın akmasının muhtemel olduğu, insanlık ve bencillik konularını da size sorgulatabilecek, film müzikleri ile de oldukça etkileyici olan tam bir baş yapıttır. Tekrar tekrar izlemek isteyeceğiniz romantik, dram, biyografi ve gerilim filmidir.