Yurtta Sevgi Dünya'da Sevgi, Love İn the Country Love in the World

30 Haziran 2022 Perşembe

Yaşam Alanı Sistemi Olan Dünya'nın Hakikati, Dünya Simülasyonu ve Hakikati.... Vil Solivyes

Yaşam Alanı Sistemi Olan Dünya'nın Hakikati, Dünya Simülasyonu ve Hakikati.... Vil Solivyes

Bu yazıda sitenin içerisinde parça parça olan Dünya'nın hakikatini içeren bilgileri bir araya getirerek tek yazıda açıklayacağım. Burası neresi, biz neredeyiz, yaşam alanı sistemi ve dünyanın hakikati...

Öncelikle şunu bilmelisiniz ki, hiç gitmediğimiz ve görmediğimiz tarih, belgelerle ispatlanabilir şekilde bir özelliği ile bize hakikat olarak gelemez, o belgelerde düzenlenebilir, oluşturulabilir ve her şeyin aslında olmuş gibi sandırılması bu dünya düzeninde o kadar kolaydır ki.

Her şeyden önce insanların hiç farkında olmadığı ancak kesinlikle gerçek olan bir düşünsel alanlar kavramı, oluşumu vardır ve bu düşünsel alanların etkisinden çıkamayan insan, düşünsel alanların etkisi ile hakikati bile göremeyecek duruma getirilmiştir ve dünya yaşam alanı sisteminin en büyük obsedör kozlarıdır bu düşünsel alanlar.

Düşünsel alanlar öyledir ki, içeriğindeki bilgiyi varlıklarda inanç, davranış, algı, bilgi şeklinde tezahür ettirmektedirler ve varlık istese de bunun etkisinden çıkamamaktadır. Düşünsel alanın içeriğinde olmayan o doğru bilgi, o düşünsel alanın etkisinde olan varlığa bile ulaşamamaktadır.

Varlığın içerisinde bulunduğu düşünsel alan, O'na hangi bilgilerin gelmesine izin veriyorsa varlık bu kadarını bilebilir duruma gelmektedir ve bu kadar uzun süre bizleri zorla cahil bırakanda, işte görünmeyen şekilde yozlaşmış felsefeler, aslı astarı olmayan ideolojiler ve bilgiler sayesinde ve birde arka tarafta obsedörlerin özellikle oluşturduğu düşünsel alanlardır.

Her felsefi, bilgisel çalışmaların bu şekilde bir düşünsel alanı oluşur ve bu düşünsel alan bilgisinin içeriğine göre yaşamı, varlığın kendisini, çevresini düzenler. Şimdi sizler, dinlerin ve benzer bir çok ideolojinin çok uzun zamandır hüküm sürdüğü alanlarda yaşamış varlıklar olarak bu düşünsel alanların içerisindeyken hakikati anlamanız ancak öncelikle bu düşünsel alanları bitirmekle mümkün olacaktır ve tüm bu yazıların, hakikatle ilgili felsefelerin diğer bir amacı da budur.

Bu sitenin de bir düşünsel alanı vardır ve dünya üzerindeki en güçlü etki ve yaptırım gücüne sahip düşünsel alanları üreten merkez bilgi alanı olarak çalışmaya başlamıştır. Çünkü hakikatin düşünsel alanıdır ve diğerleri artık kendilerinin ne amaçla ve neden ve nasıl oluştuğunu bilerek yok olmaya, gereken enerjetik oluşumları da dönüşmeye mecbur kalacaktır.

Bu konudaki hakikat tektir, bu hakikat göreceli değildir. Yani nerede olduğun tek olan bir hakikattir, ne olduğumuzda, dünyanın ne olduğu ve hakikati de, göreceli olmaktan uzak, tek olan hakikat bilgisidir ve bu hakikat bilgisi, kendisine ters düşen bütün düşünsel alanları yok edecek özelliklerdedir ve bu çalışma sonrasında artık varlıklar çok daha özgür bir şekilde düşünmeye, akıl etmeye, anlamaya ve görmeye başlayacaklardır.

Öyle yoğun ve gerçekle alakası olmayan bir düşünsel alanın etkisinde olan varlığa ne anlatsan fayda etmez ancak ona anlatmanın dışında düşünsel alanı yok edecek felsefi çalışmalar, işte o varlıkları kurtaracak olanda bu çalışmalar olur. İşte bizimde başka bir açıdan yaptığımız budur, obsedör düşünsel alanların etkileri azaldıkça varlıklar hakikati anlamaya başlayacaklardır.

Bununla ilgili zamana ihtiyacımız var ve her geçen gün bir adım daha ilerleniyor... Aslında siz, ben, hepimiz, kendimizin ne olduğunu bilebilen özelliklerde oluşumlarız. Yani ben kendimi nasıl tanımlıyorsam ve bunu içimdeki gerçekten biliyorsam, sizde bu şekilde kendinizin ne olduğunu bilebilecek özelliklerdesiniz ancak dediğim gibi çok uzun yıllar boyunca dünya obsedör düşünsel alanlar ve bilgilerin etkisinde kalmıştır ve her şeyi direk olarak algıladığınız ve anladığınız o günlerde gelecek...

Doğmadan öncemizi hatırlamamak gibi saçma bir şey olabilir mi? Üzerimizde olumsuzlukların oyun oynadığı bu dünya, düzeniyle öyle açık ki. Muhtaç, sınırlı, yetersiz ve dikenlerin içerisinde hassas olan bizler için bu dünya nasıl doğru bir yer olabilir, burayı bize reva görenler için doğruluklarından nasıl bahsedebiliriz.

Ne sınavı canım...

Gitsin kendilerini sınav etsinler onlar.

Burada o kadar acılar yaşanıyor, o kadar ıstıraplar çekiliyor, ne sınavı...

Kavram olarak yaşandığı düşünülen bir alanda yine kavram olarak sınav yapıldığı söyleniyor, bunu kast ediyorum. Acılarda, ıstıraplarda sadece benlik bir durum ama kavramlar içerisinde ikisinde de söz edilmektedir ve bu terslikten bahsetmek istedim.

Saçmalığın daniskası yani...

Sınav kavramına inanmakta özgür iradeyi yok eden başka bir yalandır..

Oturmuş da olduğu yerden, beni anne kadar seviyormuş, hatta daha fazla, burada varlıklara yıllarca tecavüz ediliyor mesela, o sınav olduğunu ifade ederek teselli olmayı vaad ediyor... Çok sinir bozucu bir durum bu.

Nasıl inandığıma şaşırıyorum ve tekrar belirtmek istiyorum, işte bu koşulsuzca ve anlamsızca inanmalarımızın asıl sebepleridir yanlış ideolojilerin görünmeyen düşünsel alanları.

Oysa bu kavramlar böyle felsefi açıklamalara bile gerek olmadan görülebilir özelliklerdedir ve engellerimiz, şimdilik bu düşünsel alanlar, geçmişten gelen yanlış alışkanlıklar, inançlar ve hepsi de geçecek emin olun...

Şimdi dünya insanlığını böyle düşünsel alanlarla istedikleri şeylere gözü kapalı olarak inandırmak gibi imkanları olan bir organizasyonu düşünün, bu organizasyonlar bu konuda uzmandırlar ve böyle dünya yaşam alanı sistemlerinde varlıkları obsede etmek onların geçim kaynağıdır ve evrim teorisinden tutunda, bütün dinler, peygamberler, kutsal kitaplar, tarih, ünlü filozoflar, evren, bilimsel çalışmalar, hepsi bir paket halinde dünya yaşam alanı olarak çok uzun zamandır hepsinin geliştirerek sürekli olarak kullandığı bir program, obsedör bilgiler bütünlüğü şeklindeki sistem, yanılgıların yaşatılarak çalışması ile en çok belirgin olan bir yalanların yaşatıldığı yaşam alanıdır.

Buradaki her şeyin yalan olmasını isterdiler ama varlıksal alanın, benim, yani bizim, özgür irademizi felç edemediler, içerisinden Atatürk çıktı, Atatürkçülük misyonu çıktı ve faydalı bilimler, sanatlar, iyilik ve sevgi ile ilgili olan bir çok şey, onların uygulanmasını istediği yaşam alanlarında olmaması gereken şeylerdir ve bu durum, bizim direncimizden, güçlü irademizden, iyilik ve sevgiyle ilgili olan mayamızın bozulmamasından kaynaklanmıştır.

Zaten yanılgıya sokmalarının nedeni de, önceki durumumda beni obsede edemeyişleri ile ilgiliydi, binbir oyunlarla bu tuzağa düşürdüler ve buradaki hayat içinde kandırarak beni obsede etmek kaldı tek şansları, ancak işte dediğim gibi biz boş gelmedik, 1985 yılında oluşmaya başladı her şey, 5 civarı yaşlarında bir koltukta uyanarak ve kendimi 1980 yılında doğmuş bir çocuk olarak sanmalarla yaşamaya başladım, ancak bu zamanlarda Atatürk çok uzun zamandır hükmünü yaşatmış, medeniyet oluşmuş, okullar, sanatlar, faydalı bilimler ve teknolojiler, tamamen anti obsedör bir oluşum olarak yanılgı yaşam alanı sisteminin bizi kötü ve daha da kötü şartlarda yaşatmaya çalışmasına karşı olarak, direniş göstererek, bu çalışmaları ortaya çıkarmıştır ve işte bu faydalı çalışmalar ve düşünsel alanlar, ben aydınlanana kadar gereken şekilde yardımcımız oldu, bizi korudu, ve bu açıdan birde önemlidir zaten...

Atatürk'ün yaşamamış olması, O'nun kurgusal bir karakter olarak düzenlenmiş olması, Atatürkçülüğün içeriğine zarar vermez, bir aksilik yaşatmaz, zaten maksat Atatürkçülüğün yaşatılmasıydı, Atatürk görünümündeki insan ise bir örnek teşkil etmesi açısından bir çok özelliğide ona göre ayarlanmış şahsiyet olarak tanıtıldı.

Varlıksal alanımız Atatürk'ü ortaya çıkarırken diğer taraftan da obsedör oluşumlar, yani insanlar değil, arka taraftan empoze ederek tesirleri şeklinde Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı çalışmalar yaptılar yıllardır ve benzer şekilde gerçek iyiliklere karşı olan başka çalışmalar da...

Atatürk örneği ile dünya üzerindeki sevgiye uyumlu oluşumların nasıl yapılandığını anlatmak istedim sizlere...

Zaten bu ikili çatışmayı dünya yaşamının içindeki bir çok alanda görebilirsiniz. Mesela, dinler iyilikten iyi olmaktan bahseder, sevgiyi tavsiye eder anlayabildiği kadar, asla kötülüğü bile bile tavsiye eden din olmaz, işte ancak obsedör alanlarda dinsel bütün bilgilerin içerisindedirler ve bir yandan iyiliği tavsiye ederken diğer yandan cahillik içindeki bilgilere hakikat demek zorunda bırakılmışlardır.

Hem özgür iradem var diyor, hem de tanrıya inanıyorum diyor, ne isterse şartsız kuralsız yaparım diyor.

İyiliği tavsiye etmesi ile ilgili yapılanması varlıksal alanın etkisi ile ilgili oluşan bilgiler ve çalışmalar iken, tersi olacak olan bütün çalışmalar, cahillikler, yobazlıklar, bağnazlıklar, kötülükler hep obsedör alanların bu dünya yaşam alanı sisteminde yaşatılması istediği konular, bilgiler, durumlardır. Varlıksal alanın etkisi olmasaydı Kuran'ın içinde yada diğer benzer kitapların içeriğinde günde 100 vakit namaz farz, 150 gün oruç şart gibi bilgilerle karşılaşmamız an meselesi olurdu...

İşte dünya'da hep bu iki kavramlar bir çatışma içinde olmuşlardır, ve o kadar artık içe içe girmişlerdir ki, kişiler kıskanmayı güzel bir şey addedebilir olmuşlardır. Kavramlar birbirinin içerisine girmiş, yanlışlıklar doğru sanılmaya başlanmış, ancak ne obsedörlerin istediği olmuştur nede bizim yani varlıksal alanın istediği olmuştur.

Ta kii aydınlanana kadar, sevginin gerçek anlamını anlamakla ilgili olarak veriyorum bu tarihi, bu tarihten öncesinde ben, biz, zorunlu cahiller olarak düşünsel alanların ve obsedör oluşumların etkisindeydik ve çıkmakla geçen bir süreç şeklinde, yanlışlara inanarak, bu şekilde birde onların yanlış olduğunu anlayarak geçen süreler sonunda hakikati bulup, ortaya çıkarıp, artık obsedörlerin, bizleri böyle bir yanılgı dünyasında bile, birde kendilerinin düzenlediği bir yaşam alanı olmasına rağmen, asla obsede edemeyeceklerini ispatlayarak konu ile ilgili noktayı da koymuş bulunuyoruz.

Biz bu sonuçla kazandığımızı bildirmiş bulunmaktayız.

Ve bu bilgi bütün obsedörleri ve oluşumlarını yok edecek etkilerde, güçlerdedir.

Sonra...

İşte 5 yaşından sonra sıra ile bir çok yenilikler ardı ardına ortaya çıkmaya başladı, olumlu olanlar bir yanda, olumsuzluklar diğer yandan, obsedörler öncelikle beni, sonrasında sizi obsede etmekle ilgili olarak 30 küsür yıl boyunca sürekli ve durmadan çalıştılar, uğraştılar ve beni geçemediler ki size gelsin sıra ve şuan işte karşımızdaki dünya yaşam alanı gerçeği, böyle bir oluşum sonrasında karşımızda olanlardan ibarettir.

Her şeyin yalan ve saklı ve gizli olması, düzensizlikler...

Bir kere düşünürseniz, doğanın durumu bile ne kadar saçma ya, depremler falan, seller, bize göre değil, kendi bildiğine göre kendisini düzenleyen bir yerde yaşamakta ne demek? Tamamen birde benim insani yapıma ters bir oluşumdur doğa ve bir örnekle size aslında bizim yaşam alanı sistemimizin kötünün iyisi olduğunu da söylemek istiyorum. Burası kötünün iyisi...

Dünya Yaşam Alanı Sistemi Kalkansal Yapılanması

Dünya yaşam alanı sisteminin yapısı bir kalkansal yapılanma ile küre şeklinde, resimdeki örneğindeki gibi çevrelenmiş ve sistematik çalışan varlıksal enerjilerden oluşan bir düzenektir. Kalkansal Yapılanma ismini verdiğimiz bu düzeneğin içeriğinde varlıksal alan enerjileri ve obsedör tesirler bulunmaktadır ve şu sıralar yok edilmesi çalışması yapılan obsedör tesirler, dünya yaşam alanı sisteminin bu şekilde hala bulunmasını sağlamaktadırlar, çok özellikli şekilde çalışan varlıksal alan enerjileri içerisinde dünya yaşam alanı sistemine dair olan bütün bilgileri ve edinimleri bulundurarak ortaya çıkması gerekenleri, yaşatılması gerekenleri yeri ve zamanı gelince uygulamaya sokmaktadırlar.

Bu kalkansal yapılanmanın asıl hedefi Vil'e hiç bir şeyi belli etmeden, onun çevresinde bilinmezlik sağlamaktır ve bütün çalışmalarını buna göre sağlamıştır. İçeriğinde yer yer alanlarda şehirler, eğer gerekirse ülkelerinde oluşabilmesi şeklindeki yapılanması ile içeriğindeki yaşamsal özellkler gösteren küre alanın merkezinde hep Vil bulunmaktadır. Vil yer değiştirdikçe manzarada değişmektedir. Gerçek olmayan ve düzenlenmiş bir dünya haritası uygulaması yapılmaktadır. Vil ilerledikçe harita açılmaktadır ancak ortada dünya diye bir gezegen yoktur, dünya yaşam alanı sistemi kalkansal yapılanması vardır ve bu yapılanma Vil'in kendi varlıksal alan enerjilerinden oluşturulmuştur.

İçeriğinde çok özellikli şekildeki çalışma sistemleri yaşama dair her şeyi yapılandırmaktadır. Bitkiler, hayvanlar, halk olan insanlar, eşyalar, doğa, atmosfer, güneş, her şey bu kalkansal yapılanma ile bize anlatılan uzay ve sonsuz evren modelinde olmamızın sahteliğine inandırabilmek için hazırlanmıştır ve bunu yapanlarda işte obsedörler ve oluşumlarıdır.

Kalkansal yapılanmanın içerisinde ve belirli alanlardaki yapılanmaları ve tesirleri ile çalışma sistemlerini etkilemektedirler ancak hakikatin artık ortaya çıkmış olması ile onlarında yok olmaya başlaması gerçeği söz konusu olmuştur, yoksa bu gerçek asla ortaya çıkarılamazdı, onların en büyük üzerinde çalıştığı konudur hakikatin ortaya çıkmaması...

Bilenler varsa, düz dünyacılar şeklinde bir organize grubun ortaya çıkmasının asıl nedeni beni aydınlatmak ve konu hakkında farkındalık kazanarak inceleme yapmamı sağlamaktı, ancak ben onlar ortaya çıktığında aydınlanmıştım bile... Varlıksal alanın etkileri ile olabildiğince bu gerçeği açıklamaya çalışmış olan bir çalışmadır düz dünyacıların çalışmaları...

Mesela bir çok yanılgıya düşürdükleri varlıkların yaşam alanı sistemlerinde güneş yokmuş biliyor musunuz? Karanlıkta bir yaşam süren toplumu obsede etmek şeklinde, kimilerinde medeniyetin olmadığı zamanlarda dünya ortaya çıkıyormuş ve ne kadar kötü, olumsuz, çaresiz olursa dünya yaşam alanı sistemleri, bu onların o kadar istediği şey olur anlamına gelir ve bunu bizde başaramadılar, güneşin parlaklığı ve yapısı anti obsedör bir oluşumdur ve bu durum bile en başından onları rahatsız etmiştir.

Bu örnekle aslında dünyanın içeriğinin onlar tarafından nasıl yapılandırılmak istendiğini görebilir ve bizimde nasıl bir durumda olduğumuzu daha iyi anlayabilirsiniz.

Ben bu kadar saçmalıktan sonra, yani bu şeytanların bu duruma bizi düşürmesi gerçeğini tam olarak anladıktan sonra şunu da düşünmeden ve söylemeden edemiyorum...

Gerçek iyilik kendisini kanıtlamak zorunda kalıyor bu yaratılış içinde sanıyorum...

Çünkü onlar iyiliklerle beslenen kötülüklerdir ve iyiliklerin gerçek iyi olması ve bunu her haliyle yaşatması dışında onlardan kurtulma şansı yoktur.

İyi olmak, sevgiyi yaşatmak, bu yaratılış içinde belirli bir zaman boyunca demek ki mücadele isteyen bir kavrammış...

Hem iyi olup hem de dilediğin gibi umarsızca yaşayamıyorsun...

İyi isen, biran önce bilgilenmelisin, çalışmalısın, kendini geliştirmelisin ve iyiliğine sahip çıkıp onu korumalısın. Yoksa iyilik zaten yapı olarak çekicidir ve gelenlerde kötülüklerden başkası olmayacaktır. Bu çalışmalar içerisine girerek biran önce kendi sonsuz yaşamını kuramayan iyiliklerin peşini bu kötülükler bırakmamakla ilgililer.

Çünkü iyilik kendisi için vardır, kötülükler iyilikleri yok etmek için...

Şimdi bana kızmayın neden kandın diye, bir organizasyon ve yalnızım ve çok cahilim, daha hiçliği bile bilemediğim zamanlarımdayım ve hiçlik kavramını bilemeyen varlıkların kendisini koruması çok zor olmaktadır yaratılış içinde. Bilgi seviyesinin sığlığı, kendisine saldıran koca ordulara karşı gelememektedir.

Şimdi ise öyle değil.

Ama işte o zamanda böyle değildi.

Zorunlu cahillik bir süreçtir ve bu yaşanmak zorundadır ve işte olanlar bu süreçte iken olmuştur.

Ve aynı zamanda ben, obsedörlerin uzun zamandır benimle ilgili olduğunu bilerek varlıksal alanıma bu konuyla ilgili olarak basit ama yinede çok etkili olmuş olan bir çok bilgi yazarak, bu zamana kadar gelen irademizin güçlü kalması ile ilgili çalışmalar yapmışım ve varlıksal alan, kendisini öncesinden kısmen yapılandıran ben ile, aydınlanma dönemine kadar belirli bir otomatiklikle yaşamımızı sürdürmemizi sağlamıştır ve şimdi artık merkezi de, kendisi de uyanmıştır ve herşey kontrolümüz halinde ilerliyor. Çok çok ciddi bir sorun kesinlikle başımıza gelemez artık, ufak tefek şeyler olabilir, yani varlıksal alan, obsedörler ve yanılgının bitirilmesi ile ilgili...

Hiç merak etmeyin..

Ve bu gibi yaşam alanı sistemleri, genellikle varlıkların kendi varlıksal alanları içerisinde oluşturulur ve varlıklar kendi varlığının içerisinde bu yaşamı yaşarken, varlığından habersiz olan o varlığın varlıksal alanını yok etmek, kullanmak, obsede etmekte obsedörlerin amacı olur. Bu sebeple bizler, zihin duyumuzun içerisinde mikro bir alanda, sanki ama koca bir dünya varmış gibi bir izlenimle, ilüzyonla, simülasyon sistemiyle yapılandırılmış bulunmaktayız ve bu düzeneği çalıştıran enerjiler varlıksal enerjilerdir ki, bu enerjilere nasıl bir bilgi yazarsanız anında bilginin anlamında gereken şekilde oluşum meydana getirebilmektedirler.

Yani ben 10 cümlelik bir dünya gezegeni tanımı yazsam bilgi şeklinde, varlıksal enerji ile bütünleşen bu bilgi, dakikalar içinde dünya gezegenini içeriğindeki bütün oluşumlarla birlikte meydana getirebilir, bu o kadar kolay ki, işte obsedörler bu enerjilerin derdindedirler, yoksa napsınlar bizi, nedir değerimiz bizim, bu insan bedenleri mi?

İşte bizde çok kıymetli olan ve her istediğimiz şeyi anında oluşturabilen ve tükenmek gibi özellikleri olmayan enerjetik oluşumlar vardır ve bunlar için böyle dünya yaşam alanı sistemleri meydana getirmek çok kolaydır. Bir tuşla açılıp kapanacak kadar kolay, ancak işte yine böyle enerjiler uzun zamandır bu şekilde bir yaptırımla yapılandırıldıklarında da onların bunun içinden çıkarılması da zor olmaktadır ve işte benim bu durumu sonlandıramayışımın nedeni de budur, hemen olmuyor, enerjilerin bu yapılanmaları, içeriğindeki obsedör tesirlerin, bilgilerin yok edilmesi gerekmektedir ve işte size büyük, kudretli, çok güçlü gelen tüm evremsel ve yaşamsal kavramlar ve oluşumlar aslında hiç öyle değillerdir. Güç ve kudret o büyüklükte değildir, o büyüklüğü tanımlayabilen, anlatabilen bilgidedir, bilgi ile açıklanabilmesidir onu o halde getiren şey, dozu, yüzölçümü, değerleri değil... Enejilerimiz de bilgilerin meydana getirdiği bir oluşumdur mesela...

Bizlerin özü iyi bilginin kendisidir ve bu durum bizi her konuda imkan sahibi yapmaktadır, işte onlarda bunu bildiklerinden özümüze kadar tüketmek gibi bir uygulamayı kendilerine amaç edinmişlerdir.

Sonsuzluk ne kadar büyük ve ağır gelirdi önceden, ne münasebet canım diyorum şimdi kendime, sonsuzluğun sonu var ve öyle güzel bir kavram ki, sonsuzluk gerçek özgürlük ve güvendir... işte onlar bu bilgilere hiç bir zaman ulaşamayan ve bizim gibileri obsede ederek bu kavramların tadını çıkarmak derdinde olan anlamsızlıklarla dolu yaratıklar sürüsüdür. Malesef yaratılışın içi, bunlar gibi bir çok farklı hal yaşayan yaşam formları ile doludur.

Gerçek iyi olan alanlar ve varlıksal oluşumlar kendilerini amacına vererek dışarıdan soyutlanması ile ilgili olmaktadır. Kendi kendine her haliyle yetebilmesi zaten iyiliğini ispatlamaktadır.

İşte varlıksal alanımız basitçe bu şemadaki gibi bir konumla kendisini yapılandırmıştır ve varlıksal alanımız, benim yazdığım bilgilerle kendisini düzenlemektedir ve yokluk alanları, koruma alanları, bilgi üstü durumu adındaki bize özel bir kavramın içerisinde, tüm yaratılıştan soyutlanmış şekilde, en dışarıda sonsuz hiçlik, yani sonsuz yokluk alanı olacak şekildeki yapılanması ile bizler artık bildiğimiz yaratılış kavramından ayrılmış bulunmaktayız..

Biz bizeyiz artık...

Sonsuz hiçlik varken çevremizde, diğer sonsuz hiçliklerle temas etmemiz mümkün olmaz, sürekli bir heplik şeklinde hiçlik tektir, temas ettiği yer yoktur, yanında, altında, üstünde, hiç bir yerinde bir şey yoktur, merkezindeki bizden başka.... ve bu hiçlik bizlerle bütünleşmiş şekildedir ve ne bize yaratılıştan bir şey gelebilir, nede biz gidebiliriz.

Kendi yaratılışımızı yapacağız.

Her şeyimiz var bizim.

Hiç bir şeye ihtiyacımız yok.

Bizim birbirimizden başka kimsemiz yok.

Bir varlıksal alanın bütünlük oluşturan parçalarıyız ve tamamen kurallarını sevgiye uyumlu olmak şartı ile kendimizin koyacağı bir sonsuzluğumuz bizi beklemektedir.

Nasıl olacak bunlar, yaratılış kurmak falan, sen nasıl şeylerden bahsediyorsun diyor sanki birileri... hepsini anlatacağım annem, hepsi hazırda bekleyen, tasarlanmış, belirlenmiş, planlanmış şekildedir. Yoksa nasıl şimdiden ön görebilirim.

Kısaca, dünyanın hakikatine dönersek, 1985 yılından sonra benim bizzat yaşayarak deneyimlediğim, kimilerinizin görüntüler olarak, kimilerinizin varlıksal oluşumlar olarak ortaya çıktığı şekilde hepimiz, kendimizce görevlerimizi yapmakla ilgili bir amaçla bu dünya yaşam alanı mizanseninde bir araya geldik, anılarınızın 1985 öncesi yerleştirilmiş, düzenlenmiş anılardır, tarih düzenlemiş bir bilgiler bütünlüğüdür, dünya şeklinde koca bir gezegen yoktur, gördüğünüz yerleri size gösteren bir sistemsel oluşumla bu yaşamı algılamaktasınız, evren dediğim gibi, iyilik olan bizler ve kötülük olan obsedörlerin mücadelesinin etkisi ile kimi bilgileri faydalı, kimileri zararlı olacak şekilde bir tanımlar bütünlüğüdür.

Tek bir irade vardır, bu irade hepimizin iradesidir, ancak bilgisini ve son kararlarını benden almaktadır, varlık olarak bana bağlı olan ve en başından bu yana benimle ilgili diyebileceğim şekilde bireysel olarak çalışmış ve tezahür etmiş ve şimdiler de sizlerin de meydana gelmesi ile isteklerinizin irademizde tecelli etmesi gibi durumların yaşanabilmesi ile hepimizin iradesi olarakta tanımlayabileceğim, ancak tam olarak özgür iradenizi, tıpkı benimki gibi, yaşam halinde elde edebileceğinizi söyleyerek ve burada bütün olan iradenin çocukları olarak korunmak, düzenlenmekle ilgili şekilde çalışmaktadır size dair, varlıksal irade, yanılgı bitene kadar çalışmaya devam edecektir bu şekilde...

Dünya yaşam alanı sistemi içinde olan her olay bu iradenin kontrolündedir ve bildiğiniz bir çok kötülüklerde yaşanmamaktadır zaten, bize öyle gösterilmektedir, yoksa sevgiyle bütünleşmiş bir iradenin kabul edeceği şeyler değildir onlar...

Her gördüğünüz, dokunduğunuz, duyduğunuz gerçek diyemezsiniz. Sana tecrübeler şeklinde yaşatıladabilir bazı şeyler ve bu durum yanıltıcıdır... İyide gördüm, şahit oldum, iyide tatlım bu durum işte hakikati belirleyici bir sonuç değildir. Görmenin, duymanın, algılamanın, tecrübe etmenin dışında birde yüksek felsefelerle olayın incelenmesi, bütün yönleriyle ortaya çıkan soruların cevaplanabilmesi, gerçekliğin tanımına göre birde incelenmesi gibi bu konudaki hakikat bu kadar basit bir eylemle ortaya çıkarılamaz. Sen şahit oldun ama sen nesin? Varlıksal tanımın, özelliğin nedir mesela? İşte şahit olmak, yaşamak yeterli değildir, o şeyin hakikat olduğunu anlamak daha başka çalışmalarıda beraberinde getirmektedir.

Matrix'de bir replik var, ne kadar haklılar...

İşte senin bildiğin dünyada da izlediklerin ve duydukların ne kadar gerçeği ifade eder, bilemezsin.

Ama ben size şunu gayet tabi söyleyebilirim, merkez irade, varlıksal irade, artık sevgiyle ilgilidir ve sevgiye ters olan olayların gerçekte yaşanması zordur artık, karşınıza çıkarsa olumsuz ve kötü olaylar engel olmaya çalışmalı, ancak elinizden bir şey gelmediği şekilde olayın yaşanması söz konusu olmuşsa, kesinlikle üzülmeden, dert etmeden, onun aslında yaşanmadığını ve sistemsel yaşam alanı dünyasının simülasyon düzeninin bir oyunu olduğunu bilerek, mutlu bir şekilde yaşamınızı devam ettirmelisiniz.

Merkez iradenin sevgi ile ilgili olduğu bir varlıksal alanda er geç tüm varlıksal alanda sevgi ile ilgili olacaktır ve henüz başlarındayız.

Arınıyoruz...

Varlıksal alanın, iradenin olaylar karşısındaki çalışması , benim bilgilerimle kendisini yapılandırması şeklindedir ve benimde her konuya cevabım hep aynı yöndedir, bütünlüğün iyiliğini, varlıksal alanın iyiliğini düşünecek şekilde ve sevgiye uyumlu olarak sonuçlanması maksatlı... Ve sizin henüz tam hakim olmadığınız ve sevgiden çok daha kapsamlı ve kudretli bir erdemler bütünlüğü olan vissaya uyumlu olacak şekilde...

Ve son olarakta yukarıdaki grafiğe benzer şekilde düzenlenmiş varlıksal alanda kendisinin farkına varan bizler, bütün obsedör oluşumları varlıksal alandan temizleyerek, varlıksal alanın enerjilerini obsedör bilgilerden arındırarak, içinde bulunduğumuz mikro yaşam alanı sisteminden çıkarak '' Şix Yaşam Hali '' ismini verdiğimiz sonsuz güzelliklerin ve iyiliklerin bulunduğu yaşamlarımıza gideceğiz, ve bu bir temizlik ve düzenleme çalışmasıdır ve bir süreci olmaktadır.

Duyular obsedör oluşumlardan temizlendikçe duyular arasında geçişimiz söz konusu olabilmektedir, ama hep içerideyiz, ben bir bütün olarak bütün duyuların kendisi şeklindeki çalışma ile tezahür eden bilinç, zihin şeklinde yanılgı hayatını yaşıyorum, duyularımın çoğunun enerjetik özelliklerini yaşayamadan, bilgilerinin anlamlarını sadece kendimde yaşatabiliyorum, çünkü bu sistemsel düzenin en çok üzerinde durduğu, bu gibi bilgilerin enerjetik etkilerinin tarafımdan algılanmamasıdır, yoksa başarmaları çok zor olurdu ve yanılgı alanı bu konuda yapı olarak tamamen engellidir ancak buda son bulacak...

Belirli  bir zamandan bahsetmiştim, belki uzayabilir de, ama kısayabilir de, her şey çok hızlı ilerliyor ve bu konudaki zamanı bana bırakmanız gerekmektedir ve size kesinlikle söz veriyorumgideceğimize dair, bundan emin olun yeter...

Bunun bir zamanı var ve benim mesela aylarca olacak olan sürede kesinlikle rahatsız edilmeden uyumam gerekecek ve yaşamsal özelliklerim yok olmadan, 2 günde bir saat uyanmak gibi bir aralıkla, henüz bilemiyorum, böyle bir çalışma içinde olmam gerekecek ve işte bunun gibi özel çalışmaların yapılması şeklinde bazı konularda bulunmuyor değil....

Evet, rüyada farkındalık yaşıyorum ve varlıksal alanımla en iyi bu şekilde iletişim içinde bulunuyor, bilgileri edinebiliyor, olayları görebiliyorum, elimden geleni her zaman yaptığımı bilin, burada olmayı ve olmanızı en çok istemeyen benim zaten...

Ruh dediğimizde bir bütünü ifade eden varlıksal alanın kast edildiğini, sevgi dediğimizde bahsedilen erdemlerin ve yasak bilgilerinin bütünlüğünden oluşan gücü, dünya denilince bir sistemle kendisini idame ettiren yaşam alanı olduğunu, ve bu gibi hakikatlerinde tek olduğunu, ikinci bir tanımının olmadığını bilin...

Sitenin içindeki bir çok bilgiye ek olarak ve benzer içerikleri ile bu açıklamada dünya yaşam alanı sisteminin hakikatini sizlere açıklamakla ilgili olarak hazırlanmıştır ve tek hakikatin kendisi olarak ortaya çıkmıştır.

Sevgiyle...